Büyük bir kase makarna birçok kişi için favori bir yiyecektir. Ancak makarna basit bir karbonhidrat olduğundan birçok kişi bunu diyetlerinde sınırlandırır.
Makarna ve pirinç gibi basit karbonhidratlar taze pişirildiğinde ve sıcakken, içerdikleri nişasta molekülleri geniş aralıklıdır ve parçalanması ve sindirimi kolaydır. Mide ve ince bağırsakta çok hızlı bir şekilde şekere dönüştürülür ve kan dolaşımına salınır.
Nişastalı yiyecekler pişirildikten sonra buzdolabına kaldırılırsa, başka bir süreç başlar. Soğudukça, nişasta molekülleri kendilerini yeniden düzenlemeye başlar ve retrogradasyon adı verilen bir süreçte daha sıkı bir şekilde paketlenir. Makarna iyice soğutulduğunda, doğal nişastalar birçok bitkisel gıdada bulunan bir lif türü olan dirençli nişastalara dönüştürülür.
Tam tahıllar, kuruyemişler, brokoli ve fasulye gibi lif açısından zengin besinlerin sindirimi daha uzun sürer ve kan dolaşımına daha yavaş, daha kademeli bir glikoz salınımını destekler. Kan şekeriniz daha yavaş yükselir ve tokluk hissi daha uzun sürer. Bu, özellikle diyabet ve diğer sağlık sorunlarıyla uğraşan kişiler için önemli olabilir.
Diyetinize daha fazla dirençli nişasta eklemek, kan şekeri ve kolesterol seviyelerinin iyileşmesi, bağırsak sağlığının iyileşmesi ve bazı kanser türlerinin riskinin azalmasıyla ilişkilendirilmiştir. Ayrıca, vücut dirençli nişastaları sindirmek için daha fazla çalışmaya zorlandığı için, bu süreçte daha fazla kalori yakarsınız.
İşte daha iyi bir haber: Soğuk makarna yeme fikri size cazip gelmiyorsa, buzdolabında saklanan nişastalı yiyecekleri tekrar ısıtmak, oluşan ek dirençli nişastaları korur. Böylece benzer sağlık yararları ile pişirebilir, soğutup tekrar ısıtabilir ve tadını çıkarabilirsiniz.
30 Eylül Diyet Kampanyası, sonbaharın gelmesiyle birlikte diyet yapmak isteyenlere özel olarak hazırlanan bir kampanyadır. Bu kampanya kapsamında sağlıklı beslenme programları, egzersiz önerileri ve motivasyon destekleri sunularak 30 Eylül'e kadar hedeflenen kiloya ulaşmayı hedefleyenler için bir fırsat sunmaktadır.
Dünya Gıda Günü, dünya genelinde gıda güvenliği ve sürdürülebilir beslenme konularına dikkat çekmek amacıyla her yıl 16 Ekim'de kutlanan bir gündür. Bu özel günde, açlıkla mücadele, obeziteye karşı önlemler, tarımsal üretkenlik ve gıda israfı gibi konular üzerinde durularak, daha sağlıklı ve adil bir gıda sistemi oluşturulması için çözüm önerileri sunulur. Dünya Gıda Günü, herkesin sağlıklı ve yeterli gıdaya erişebilmesi için farkındalık yaratmayı amaçlar ve toplumların bu konudaki sorumluluklarını hatırlatır.
Tok tutan besinler, genellikle lifli ve protein açısından zengin olan, vücutta daha uzun süre tok kalmanızı sağlayan besinlerdir. Bu besinler genellikle kilo kontrolü yaparken veya açlık hissini azaltmak için tercih edilir. Örnek olarak; kuru baklagiller, tam buğday ürünleri, sebzeler ve protein kaynakları verilebilir. Bu besinlerin tüketilmesi, sağlıklı bir beslenme alışkanlığı edinmek için de önemlidir.
Karbonhidratı kessem kilo veririm aslında” evet karbonhidratı keserseniz kilo verirsiniz ama nasıl verirsiniz gelin biraz bunun hakkında konuşalım.
AIDS (Edinsel Bağışıklık Yetmezliği Sendromu), HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) enfeksiyonunun ileri evresidir ve bağışıklık sistemini ciddi şekilde zayıflatır. AIDS hastalarında beslenme, bağışıklık sistemini desteklemek, hastalıkla mücadele etmek ve yaşam kalitesini artırmak için kritik öneme sahiptir. İşte AIDS ve beslenme konusunda bilinmesi gerekenler.